Üniversitemiz İnsan ve
Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Topluluğu tarafından “Transhümanizm ve Etik”
konulu etkinlik düzenlendi. Çankırı Karatekin Üniversitesi Felsefe Bölümünden
Arş. Gör. Sinem Öndeş’in konuk olarak katıldığı etkinliğe akademik ve idari
personelimiz ile öğrenciler katıldı.
.jpg)
Saygı Duruşu ve
İstiklal Marşı ile başlayan program, Arş. Gör. Sinem Öndeş’in “Transhümanizm ve
Etik” konulu sunumu ile devam etti.

Sunumunda günümüz
teknolojilerinin yalnızca yaşam koşullarını değil, insan doğasını da dönüştürme
potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Arş. Gör. Sinem Öndeş, “Günümüzde
insanlık, teknolojinin sağladığı imkânlarla yalnızca yaşam koşullarını değil,
insan doğasını da dönüştürmenin eşiğine gelmiştir. ‘Transhümanizm’ adı verilen
bu düşünce akımı ise teknolojiyi, insan mutluluğuna ulaşmanın yeni bir aracı
olarak görmektedir. Ancak
transhümanist yaklaşım, önemli etik soruları da beraberinde getirmektedir.
Çünkü mutluluk, Antik Yunan’dan bu yana insan yaşamının en temel amacı olarak
kabul edilmiştir. Aristoteles’e göre mutluluk, insanın aklını en yüksek düzeyde
gerçekleştirmesidir. Bu anlayış, zamanla dini düşünceyle birlikte 'Tanrı ile
birlik' kavramına dönüşmüş; modern çağda ise sekülerleşmenin ve bilimsel
gelişmelerin etkisiyle bireysel haz ve tatmin duygusuna indirgenmiştir. Transhümanizm,
modern mutluluk anlayışının teknolojik bir uzantısı olarak öne çıkmaktadır. Bu
hareketin öncülerinden Max More, mutluluğu extropy kavramıyla açıklar. Extropy;
insanın zekâsını, yaşam gücünü ve gelişme arzusunu artıran, sürekli bir
ilerleme eğilimini temsil eder. Transhümanistler, yapay zekâ, genetik
mühendislik ve nöroteknoloji gibi araçlar sayesinde insanın bilişsel ve fiziksel
sınırlarını aşabileceğini ve bu sayede kalıcı mutluluğa ulaşılabileceğini
savunmaktadır. Ancak uzmanlara göre, bu vizyon ciddi etik ve felsefi sorunlar
barındırmaktadır. Eleştirmenler, transhümanist mutluluk anlayışının insanı
yalnızca bir biyolojik makineye indirgediğini; erdem, anlam ve otantiklik gibi
temel insani değerleri göz ardı ettiğini dile getirmektedir. Özellikle beyin
implantları yoluyla yapay hazların üretilmesi, insanın olumsuz duygularla başa
çıkma becerisini ve yaratıcılığını tehdit edebilir. Çünkü kaygı, acı ve
belirsizlik gibi deneyimler, insan kültürünün ve sanatın temel kaynaklarıdır.
Sonuç olarak, transhümanizm teknolojik ilerlemeyi insan mutluluğunun anahtarı
olarak sunsa da bu yaklaşımın etik sınırları hâlâ tartışmalıdır. Gerçek mutluluğun
yalnızca teknolojik müdahalelerle değil, insanın zihinsel, duygusal ve ahlaki
yönlerini geliştiren bütünsel bir süreçle mümkün olduğu vurgulanmaktadır.”
dedi.




Etkinlik, Arş. Gör.
Sinem Öndeş’e teşekkür belgesi ve çiçek verilmesi ile sona erdi.

